Haber Sitesi


Sayfa Linki : https://www.sahilhaber.com/makale-detay/40_kibris-ve-su

MAKALELER

Tümü
Prof.Dr. Necati AĞIRALİOĞLU

KIBRIS VE SU

17.05.2023 (12 Ay, 29 Gün önce) 0 Yorum

1. GİRİŞ

Kıbrıs adasında tarih boyunca kuraklıklar ve su sıkıntıları yaşanmıştır.1995 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışırken oradan izin alarak 1 yıl boyunca Kıbrıs Doğu Akdeniz Üniversitesinde çalıştım. Bu sırada Kıbrıs’ta bulunan bazı öğretim üyeleri ile birlikte Kıbrıs’ su problemi ile ilgilenmiştik. Bu tarihten önce 1992 yılında Kıbrıs’ta uluslararası bir konferansa katılmıştım. 2000’li yıllarda Kıbrıs-İstanbul Teknik Üniversitesi Kampüsü çalışmaları için bir-iki defa adaya gitmiştim. 2015’te Türkiye’den Kıbrıs’a su temini projesinin açılış törenine katıldım. 22016 yılında tarafımdan konu ile ilgili bir kitap yayınladım (Ağıralioğlu, 2016). En son 20-22 Mart 2023 tarihlerinde Lefkoşa’da gerçekleştirilen  “Doğal Kaynaklarda Verimlilik ve Alternatif Enerji Çözümleri” çalıştayına “Kıbrıs’ın Su Probleminin Geçmişi” başlıklı bir bildiri ile katılmıştım (Şekil-1). Bu yazıda kısaca Kıbrıs’ı tanıtarak Kıbrıs’ın geçmişteki su durumunu yazmak istedim.

Şekil-1 20-22 Mart 2023 Kıbrıs Çalıştayının yapıldığı otel

 

2. KIBRIS’IN KISA TARİHİ

Kıbrıs’a ilk insan yerleşiminin MÖ 7000 yıllarında başladığı tahmin edilmektedir. Kıbrıs adasının zaman çizelgesi Tablo-1’de gösterilmiştir. Kıbrıs, MÖ 1500’lerde eski Mısır yönetiminde kalmış ve bunu 1320’lerde Hitit (Anadolu) dönemi izlemiştir. Daha sonra ada sıra ile yine Eski Mısır, Finike (bugünkü Suriye), Asur (bugünkü Dicle- Fırat havzası), Mısır ve İran yönetimlerinin bir parçası olmuştur. Adada MÖ 58’de Roma dönemi başlamış ve bu dönem İslam ordularının MS 648’de Kıbrıs’ı fethetmesi ile son bulmuştur. MS 965 yılına kadar yaklaşık 320 yıl süren bu dönem yabancı tarih kaynaklarında karanlık dönem olarak anılır. 1571’de başlayan Osmanlı dönemine kadar Kıbrıs’ta Lüzinyan Dönemi ve Venedik Dönemi yaşanmıştır.

 

Tablo-1 Kıbrıs adası zaman Çizelgesi

M.Ö. 7000 - 3000

Yeni Taş (Neolitik) Devri

M.Ö. 3000 - 1500

Bronz Çağı

M.Ö. 1500 - 1450

Eski Mısır Dönemi

M.Ö. 1320 – 1200

Hitit Dönemi

M.Ö. 1200-1000

Eski Mısır Dönemi

M.Ö. 1000- 710

Finikeliler Dönemi / Kıbrıs Şehir Krallıklarının Kurulması

M.Ö. 710 - 609

Asurlular Dönemi

M.Ö. 609- 525 

Mısır Dönemi

M.Ö. 525 - 333

İran (Pers) Dönemi

M.Ö. 411 - 333

Pers ve Eski Yunan (Helen) Dönemi

M.Ö. 294 - 58

Ptolemiler Dönemi

M.Ö.58 - M.S. 395

Roma Dönemi

M.S. 395 - 648

Batı Roma (Bizans) Dönemi

648  – 965

İslam (Arap) Dönemi

1191 - 1489

Lüzinyan Dönemi

1489 - 1571

Venedik Dönemi

1571 - 1878

Osmanlı Türk Dönemi

1878 - 1960

İngiliz Dönemi

1960 - 1974

Kıbrıs Cumhuriyeti

1974 - 1983

Kıbrıs Türk Federe Devleti

1983 - ...

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

 

Osmanlı Dönemi: Kıbrıs’ın Osmanlı topraklarına katılması 9 Eylül 1570’de Lefkoşe’nin fethiyle başlamış ve 1 Ağustos 1571 Magosa’nın iltihakıyla tamamlanmıştır (Fayda, 2015). Adanın hukuken Osmanlı hâkimiyetine girmesi ise 7 Mart 1573 tarihli Osmanlı-Venedik Antlaşması ile mümkün olmuş, bu antlaşmayla Venedik Kıbrıs’ı Osmanlılara terk etmeyi ve 300.000 duka tazminat ödemeyi kabul etmiştir.

 

İngiliz Dönemi:  1877-1878 savaşından mağlûp çıkan Osmanlı Devleti’nin Ruslarla Ayastefanos’ta yaptığı antlaşma Batılı devletlerin tepkisine yol açmıştır. Bunun üzerine Berlin’de bir kongre düzenlenmesi kararlaştırılmış ve İngiltere Anadolu’ya yönelik muhtemel bir Rus istilâsına karşı Osmanlı Devleti ile savunma ittifakı yapacağı teminatını vererek Kıbrıs’ın bir askerî üs halinde kendisine bırakılmasını istemişti. Berlin Antlaşması’ndan önce 25 Mayıs 1878’de Kıbrıs’ın geçici olarak İngiltere’ye verilmesi, bunun mukabilinde Ruslara karşı bir savunma ittifakı oluşturulması teklifinde bulundu. Osmanlı hükümeti, 4 Haziran 1878’de İngiltere’nin fiilen adaya yerleşmesine zemin hazırlayacak olan anlaşmayı imzalamıştı. 1 Temmuz’da Sadrazam Saffet Paşa ile İngiliz elçisi Henry Layard arasında bir ek anlaşma daha yapılarak Kıbrıs’ın idaresi ve asker yerleştirilmesiyle ilgili şartlar açıklığa kavuşturuldu.

 

I. Dünya Savaşı’nın başlaması ve Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesi üzerine İngiltere 5 Kasım 1914’te Kıbrıs’ı resmen ilhak etti. Savaş süresince de Kıbrıslı Türklere yoğun baskılar uyguladı. 1915’te Bulgarların saldırısına uğrayan Sırplara yardım etmesi karşılığında adayı Yunanistan’a bırakacağını bildirdiyse de Yunan kralı bu teklifi reddetti. Millî Mücadele sonrasında imzalanan Lozan Antlaşması’nın 20. maddesi uyarınca Kıbrıs’ın İngiltere’ye ilhakı kabul edildi (1923).

 

Böylece, İngiltere hiçbir silah kullanmadan Kıbrıs’ı işgal etmiş ve sonunda emanet aldığı adayı sahibine telim etmek yerine kendi topraklarına katmıştır.

İngiliz idaresi altındaki Kıbrıs’ta 1925-1955 yılları arasında Rumlar adanın Yunanistan’a katılması için çeşitli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

 

Kıbrıs Cumhuriyeti: 11 Şubat 1959’da Zürih’te Türkiye, Yunanistan ve İngiltere Dışişleri bakanları toplantısında Kıbrıs’ta cumhuriyetin kurulması kabul edilmiş. 19 Şubat 1959 tarihinde Londra’da yapılan toplantıya Rumları temsilen Makarios, Türkleri temsilen de Türk toplumu lideri Fazıl Küçük katıldı ve Londra ile Zürih antlaşmaları imzalandı. Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Türk ve Rum tarafları eşit statüye sahip kılındı. Böylece fiilî İngiliz idaresi sona ermiş oldu.

 

 Başpiskopos Makarios, 1959 Zürih ve Londra antlaşmalarını baskı altında zorla imzaladığını beyan etti. Bu antlaşmalarda yer alan esaslara göre Kıbrıs Cumhuriyeti anayasası, garanti ve ittifak antlaşmaları hazırlanmış ve Kıbrıs Cumhuriyeti 15-16 Ağustos 1960 gece yarısı resmen ilân edilmiş, böylece Kıbrıs’ta egemenlik Kıbrıs Türk ve Rum halkına devredilmiştir. 1954 yılından sonra Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türkler arasında çatışmalar artmıştır.1964 yılında aran Rumların saldırıları sonunda adaya gönderilen Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel 8 Ağustos 1964 yılında şehit edilmiştir. Aslen Trabzonlu olan Cengiz Topel’in resmi Şekil-2’de verilmiştir. Kıbrıs’ta 1974 yılına kadar Rum toplumunun Türk halkına saldırıları artarak devam etmiştir.

Şekil-2 Kıbrıs’ta 8 Ağustos 1964’te şehit edilen Yüzbaşı Cengiz Topel

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti: 14 Ağustos 1974 günü II. Kıbrıs Türk Barış Harekâtı başlatılmış. 14-16 Ağustos 1974 tarihleri arasında yapılan bu harekâtla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bugünkü sınırları çizilmiş oldu. 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) kurulmuştur.

 

Kıbrıs adası tarih boyunca Hitit, Mısır, Finike, Asur, İran, Roma, Arabistan, Venedik, İstanbul ve İngiltere’nim yönetiminde kalmıştır. Ancak ada Atina’nın yönetiminde hiçbir zaman kalmamıştır.

 

3. NÜFUS VE YERLEŞME

 1571’te Kıbrıs’ın fethinden sonra 18 Ekim 1572 tarihinde tamamlanan tahrire göre 1571 savaşı sırasında can güvenlikleri için dağlık alanlara sığınan çok sayıda yerli Rum’dan pek çoğu savaşın sonunda geri dönmeyerek buralarda yerleşmişti. Bu tahrirde adada meskûn 959 köy ve 113 mezraya karşılık toplam kırk dokuz köy ve on sekiz mezranın boş olduğu tespit edilmişti.

 

1572 tarihli tahrire göre şehirlerde toplam 1915 hane, köy ve mezralarda ise 32.032 hane bulunuyordu. Buna göre bir hanede ortalama beş kişi olduğu varsayımıyla adanın fetihten hemen sonraki nüfusunun 170-175.000 kişi olduğu tahmin edilebilir. Bu nüfusun çoğunluğunu Ortodoks Rumlar oluşturmaktaydı. Bu nüfus yapısının adanın savunması ve iktisadî kalkınması için yetersiz olduğu görülünce Anadolu’nun muhtelif sancak ve kazalarından gerek sürgün gerekse teşvik yoluyla ilk aşamada 5720 hanenin nakline karar verildi. Bu amaçla Anadolu (Aydın, İzmir,  Bursa, Kastamonu ve Ankara), Karaman (Konya, Kayseri), Rum (Amasya, Tokat, Sivas) ve Zülkadriye (Dulkadır = Maraş) eyaletlerinde bulunan kadılara birer ferman yazılmış ve kazalarında arazi sıkıntısı çeken, vergi defterlerinde ismi bulunmayan, çift bozan durumunda olan veya ırgat olarak çalışanlarla şehirlerde ve köylerde işsiz dolaşanları defterlere yazıp Kıbrıs’a göndermeleri emredilmiştir. Aynı zamanda kasabalarda sanat ve ticaretle uğraşanlardan ve ustalardan her on (avârız) haneden bir hane hesabıyla adaya gönderilmesi de istenmiştir. İlk yılda sürgün yazılan ailelerden sadece 1689 hane adaya yerleştirilebilmiştir. . Anadolu’dan Kıbrıs’a nüfus nakline sonraki yıllarda da devam edilmiştir. 1581 tarihli bir belgeye göre ilk on yılda adaya 12.000 hanenin nakledilmesi planlanmış, ancak bunların üçte birinin adaya hiç gelmediği belirlenmiştir. Buna rağmen fetihten on yıl sonra sürgünlerle Türk varlığı önemli bir orana ulaşmış ve genelde de adanın nüfusu artmıştır.

 

Adayı 1596’da ziyaret eden Dandini, Müslüman nüfusunu 12-13.000 kişi olarak bildirirken 1599’da Cotovicus bu sayıyı 6000 erkek nüfus olarak bildirmektedir. Seyyahlar 1590’larda Lefkoşe, Magosa, Girne ve Baf gibi şehirlerin önemli ölçüde Türkleştiğini nakletmektedir. Gayri Müslim nüfus hakkında ise daha kesin rakamlar vardır. 1606’da cizye (Gayri Müslim vergisi) mükellefi olan nüfus 30.120 hanedir. Cizye vergisi kaçaklarını ve muaflarını içermeyen bu rakam bile Cotovicus’un 1599 yılı için verdiği 28.000 yetişkin erkek nüfustan fazladır. Ancak 1640 tarihli Cizye Defteri nüfusta % 40’lık bir düşme olduğunu göstermektedir. Bu tarihte adada 18.040 cizye mükellefi vardı. Bu düşüşte, kötü yönetimden çok, kuraklık ve çekirge istilâları sebebiyle halkın başka taraflara göçleri rol oynamıştır. Hatta devlet, halkın vergi yükünü azaltmak için 1641’de adanın idarî yapısında yeni düzenlemeler yapmış, bu tedbirler sayesinde halkın geri dönmesiyle nüfus tekrar artmıştır. Çünkü Evliya Çelebi, 1670-75 tarihleri için adada 30.000 Müslüman ve 150.000 gayri Müslim yaşadığını yazmaktadır. Buna karşılık 1691-1695 yıllarında Coronelli nüfusu çocuk ve kadınlar hariç 28.000 Hristiyan ve 8000 Müslüman olarak kaydetmektedir.

 

Lefkoşe sicillerinde cizye ve nüzul vergisiyle ilgili kayıtlarda 1699-1726 yılları arasında “8000 zinde ve mevcut” Hristiyan’a karşılık  “4500 dirlikli ve dirliksiz Müslüman” olduğu belirtilmektedir. Vergi muafları da dâhil edildiğinde XVIII. yüzyılın ilk yarısında ada nüfusunun yarıya yakınının Müslüman olduğu söylenebilir.

 

XVIII. yüzyılın ikinci yarısına ait kayıtlar nüfusun çoğunluğunu Türkler ’in oluşturduğunu belirtmektedir. Muhtemelen 1777 tarihli bir sayıma dayanan Kyprianos’a göre Kıbrıs’ta toplam 10.487 hane, 84.000 kişi olup bunların 37.000’i Hristiyan, 47.000’i Müslümandı. İlk Osmanlı genel nüfus sayımında (1831) ise 14.983’ü Müslüman olmak üzere toplam 44.206 erkek nüfus tespit edilmişti. Buna kadınlar da eklendiğinde nüfusun 90.000 civarında olduğu anlaşılmaktadır. Bu sayı XIX. yüzyılın başlarında adadan çok sayıda Rum’un göç ettiğini bildiren Turner gibi seyyahları doğrulamaktadır. Ancak 1841’de yapılan bir nüfus sayımı ile elde edilen bilgiler daha önce göç eden birçok Rum’un geri döndüğünü göstermektedir ki bu sırada adada yaklaşık olarak 30.000 Türk, 70.000 Rum ve kalanı da Ermeni, Maruni ve Katolik olmak üzere toplam 110.000 kişi yaşamaktaydı. Sonraki yıllarda nüfus artışı sürdü.

 

1858 tarihli bir İngiliz konsolosluk raporu nüfusu 180.000 olarak vermektedir. Bu rapora göre adada meskûn köy sayısı 605 olup bunların 118’i Türk, 248’i Rum ve geri kalanı karma idi. Adanın İngilizlere devrinden sonra yapılan ilk nüfus sayımı sonucuna göre ise adada 185.630 kişi yaşıyordu.

 

Kıbrıs adasının kuzeyinde 65 kilometre mesafe ile Türkiye, doğusunda 112 kilometre mesafe ile Suriye, 267 kilometre ile İsrail, 162 kilometre ile Lübnan; güneyinde 418 kilometre ile Mısır; kuzeybatısında ise 965 kilometre ile Yunanistan yer almaktadır (Şekil-3). Tarih boyunca insanlar Kıbrıs’a esas olarak yakın iki bölge olan Suriye’den ve en çok Türkiye’den göç etmiştir. Kıbrıs Rumlarının, Anadolu’dan Mübadele sonrasında göç ettirilen Rumlarda olduğu gibi,  din ve dil dışında Yunanistan halkı ile herhangi bir etnik bağı bulunmaktadır.

Şekil-3 Doğu Akdeniz ve Kıbrıs

 

4. YAĞIŞLAR VE SU

Tatlı su kaynaklarının esası yağışlara dayanır. Yağışın dünyadaki dağılımı ise bölgenin iklimine bağlıdır. İklim ise coğrafi durum, enlem gibi faktörlerin etkisi altındadır.

 

Kıbrıs adası diğer Akdeniz adaları gibi yarı kurak iklim bölgesinde bulunduğundan buralarda yaşayan insanlar tarih boyunca susuzluk ve kuraklık çekmiştir. 1975-2014 arasında su yılları esas alınarak Kuzey Kıbrıs’ta aylık ortalama yağışlar değerlendirilmiştir (Ergin, 2021). İlgili çalışmada son 40 yılda yıllık ortalama yağışların gidişinde bir eğilim (artış veya azalış) olmadığı belirlenmiştir. 1993-2014 yılları arasında yıllık ortalama yağışlar değerlendirilmiştir. Bu dönemde yıllık yağışlar 179,8 mm ile 574,6 mm arasında değişmiş ve yıllık ortalama yağış yüksekliği 377,9 mm bulunmuştur. Kıbrıs ada şeklinde olduğu ve uzun kıyıya sahip bulunduğu için yağmur sularının büyük bir kısmı tutulamadan denize akmaktadır. Kuzey Kıbrıs yüz ölçümü 3555 km2 olduğuna göre kuzey Kıbrıs’ı su potansiyeli yaklaşık olarak belirlenebilir.

 

5. GEÇMİŞTE YAŞANAN KURAKLIKLAR

 Kıbrıs Adası’nda kayıtlara geçen en büyük kuraklık M.S. III. yüzyılın sonundan IV. yüzyılın ilk çeyreğine kadar sürmüştür. Kuraklığın yanı sıra çekirge istilalarından dolayı adadan Suriye ve Anadolu'ya büyük kitleler halinde göçler gerçekleşmiştir. Böylece adanın nüfusunda ve etnik yapısında önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Osmanlılar adayı fethetmeden önce yaşanan bu tür hadiseler Kıbrıs'ın nüfusunu azaltmıştır.

 

Osmanlı Devleti Kıbrıs’ı fethettikten sonra ise Venedik zamanında bozulmuş olan düzen tesis edilmiş, adanın tahriri yapılmış, vergi sistemi düzenlenmiş ve nüfusu arttırmak için Anadolu’nun değişik yerlerinden adaya nüfus iskân edilmiştir. Osmanlı Dönemine ait bazı kuraklıklar kısaca aşağıda verilmiştir(Çelik, 2014).

 

1740-1741 yıllarında adada yetiştirilen hububatın yetersiz olması sonucu İzmir bölgesinden adaya buğday sevkiyatı yapılmıştır.

 

1748 yılında adada kuraklık ve çekirge istilası sebebiyle kıtlık yaşanması üzerine durum muhassıl tarafından İstanbul’a bildirilmiş ve Sayda (Lübnan)  bölgesinden hububat alınmasına müsaade edilmişti.

 

1757 yılında yaşanan kuraklık ve kıtlık, 1760 yılında yaşanan veba salgını Kıbrıs’ın nüfusunun önemli oranda azalmasına yol açmıştır.

 

1772, 1778, 1780 yıllarında yapılan yazışmalarda ada halkının sıkıntı içerisinde bulunduğu ve buğday ihtiyacı olduğu, bu dönemde İstanbul’a gönderilen toplu dilekçelerden anlaşılmaktadır.

 

1798’de gerçekleşen Napolyon’un Mısır çıkartması esnasında da Kıbrıs’ta kıtlık yaşandığı Osmanlı belgelerinden izlenebilmektedir.

 

1816 yılında Kıbrıs’ta büyük bir kuraklık yaşanmış ve sonuçta kıtlık meydana gelmiş, 1817 yılında İçil ve Karaman sahillerinden buğday ve arpa temin edilmesine karar verilmişti.

 

1823 yılında ise yaşanan hububat sıkıntısına bağlı olarak Mısır’dan hububat teminine müsaade edilmiştir.

 

1835 yılı baharında kuraklığa bağlı olarak ortaya çıkan kıtlık adada etkili olmuştur. Kıtlık sonucunda hububat ve zahire sıkıntısı meydana gelmiştir.

 

1838 yılındaki kıtlıkta ise ahali başta Antalya olmak üzere çeşitli mahallere göç etmeye başlamıştı. Bu durumu engellemek isteyen İstanbul hükümeti gerekli zahirenin temin edilmesi ve vergi hususunda kolaylıkların yapılarak adaya döndürülmelerinin sağlanmasını kararlaştırmıştı. Adanın hububat ihtiyacını gidermek için Teke Sancağından (Antalya) zahire alımı yapılmıştı.

 

1869 yılında yaşanan büyük kıtlık hadisesi kuraklık ve yağış düzensizliğine bağlı olarak meydana gelmiştir.

 

20. Yüzyılda ve sonrasında da Kıbrıs’ta önemli kuraklıklar yaşanmıştır. Yaklaşık 115 yılda toplam 7 defa aşırı kuraklık meydana gelmiştir.

 

6. OSMANLI DÖNEMİ SU ÇALIŞMALARI

Osmanlı döneminde Türkler Kıbrıs’ta çeşitli vakıf eserleri meydana getirmişlerdi. Bunlar şöyle sınıflandırılabilir: 1. Tekkeler, 2. Camiye Çevrilen Katedral ve Kiliseler, 3.Yeni İnşa Edilen Cami ve Mescitler, 4. Eğitim Merkezleri ve Kütüphaneler, 5. Hanlar, 6. Dükkân, Çarşı, Arasta ve Bedestenler, 7. Hamamlar, Çeşmeler, 8. Su Kemerleri. Şekil-4’te Lefkoşa’da tarihi Ali Ruhi Paşa Çeşmesi görülmektedir.

Şekil-4 Lefkoşa- Ali Ruhi Paşa Çeşmesi

Osmanlıların fethedilen ülkelerde su tesislerini öncelikle yaptırdıkları veya mevcut su sistemini elden geçirip kullanıma soktukları bilinmektedir.

 

Kıbrıs Osmanlı İdaresine girdikten sonra günümüze kadar gelen aşağıdaki su vakfı kemerleri dikkati çekmektedir. 1. Lefkoşa Arabahmet Paşa su kemerleri, 2. Silihtar su kemerleri, 3. Mağusa Cafer Paşa Vakfı su kemerleri,  4. Lefke Ebubekir Efendi Vakfı su kemerleri ( Lefke Su kemeri Şekil-5’de gösterilmiştir), 5. Lapta su kemerleri, 6.  Baf Sancak Beyi Mehmet Bey Ebubekir Vakfiyesi su kemerleri ve 7. Larnaka Ebu Bekir Paşa vakfı su kemerleri.

Şekil-5 Lefke Su Kemeri

Larnaka’ya 20 kilometre mesafeden su getirmeyi başaran Ebu Bekir Paşa (1746-1748) Vakfının 15 kilometre uzunluğundaki Su Kemeri meşhurdur (Şekil-6).

Şekil-6 Larnaka’da Ebu Bekir Paşa Vakfı Su Kemeri

 

7. KUZEY KIBRIS SU KAYNAKLARI BELİRLEME ÇALIŞMALARI

1974 Kıbrıs harekâtından sonra, 1988 yılında Kuzey Kıbrıs’ın su kaynakları potansiyeli ve su ihtiyaçları belirleme çalışmaları başlamıştır. 1979 yılında Kuzey Kıbrıs’ta Yüksek Teknoloji Enstitüsü kurulmuş ve 1986 yılında bu enstitü Doğu Akdeniz Üniversitesi haline dönüştürülmüştür. Karadeniz Teknik Üniversitesinde çalışmakta olan Dr. İnş. Yük. Mühendisi Tevfik Tarımcıoğlu (1937-1993) hanımının Kıbrıslı olmasının da muhtemel etkisi ile çalıştığı Karadeniz Teknik Üniversitesinden ayrılarak Doğu Akdeniz Üniversitesinde çalışmaya başlamış. Uzun yılar DSİ genel Müdürlüğünde çalışmış ve orada Daire Başkanlığı yapmış olan Tarımcıoğlu 1992 yılında Kıbrıs suyu ile ilgili bir rapor hazırlamıştır. (Tarımcıoğlu, 1992).  Bu raporda Kıbrıs’ın ve özellikle Kuzey Kıbrıs’ın su problemlerini ortaya konmaya çalışılmıştır.

 

1992 yılından sonra adada su sıkıntısı giderek büyümüş ve Kuzey Kıbrıs’a su temini çalışmaları için çeşitli seçenekler gündeme gelmiş ve irdelenmiştir.

 

1993 yılında O. Ömeroğlu Kıbrıs’a tankerle su nakli hakkında bir rapor yayınlamıştır (Ömeroğlu, 1993). KKTC‟de yağışların düşük, buharlaşmanın çok yüksek ve yağış alanlarının çok küçük olması sebebiyle yüzey suyu depolamaları (Baraj, Gölet) su ihtiyacının karşılanması için uygun bir çözüm oluşturmadığı görülmektedir.

 

Kuzey Kıbrıs su potansiyeli toplam 150 milyon metreküp civarındadır; (Numan ve Ağıralioğlu, 1995). Diğer bir çalışmada Kuzey Kıbrıs’taki su talebi 1996 için 106,6 milyon metreküp olarak tahmin edilmiştir (Bıçak ve Özdemirağ, 1997). Türkiye Maden Tetkik Araştırma (MTA) kurumu çalışmalarında sadece yerüstü su potansiyeli 70 milyon metreküp bulunmuştur( MTA, 1996).2002 yılında Korukçu ve arkadaşları toplam su potansiyelinin 89,1 milyon metreküp hesaplamışlardır (Korukçu ve arkadaşları, 2002).2003 yılında hazırlanan Kıbrıs Su Master Planında toplam su potansiyeli 173,18 milyon hesaplanmıştır. Başka bir çalışmada kuzey Kıbrıs’ın toplam potansiyel su rezervi 94,1 milyon metreküp olarak tahmin edilmiştir (Türkman ve Elkıran, 2010).Kuzey Kıbrıs su kaynakları potansiyeli için yapılan bazı tahminler Tablo-2’de gösterilmiştir.

 

Kuzey Kıbrıs kullanma ve sulama su ihtiyacı ise yörenin su kaynakları potansiyelinden çok yüksektir.

 

Tablo-2 Kuzey Kıbrıs Su Kaynakları potansiyeli

Kaynak Türü

Numan ve Ağıralioğlu, 1995

MTA,

1996

Korukçu ve Arkadaşları, 2002

Kıbrıs Su Master Planı, 2003

Türkman ve Elkıran, 2010

Yerüstü suyu

-

70

28,4

16,98

20,0

Yeraltı suyu

-

-

89,1

156,20

74,1

Toplam

150

-

117,5

173,18

94,1

 
 
8. KIBRIS’TA BİR YIL
İstanbul Teknik Üniversitesinde görevime devam ederken, üniversitemden izin alarak bir yıl Kıbrıs, Gazimağusa’da bulunan Doğu Akdeniz Üniversitesine katılmak üzere Şubat 1995 tarihinde Kıbrıs’a gittim. Öğretim üyesi olarak orada görevim sırasında sorumlu olduğum dersler dışında kalan zamanımın önemli bir kısmını Kıbrıs’ın su problemlerine ayırdım. Kıbrıs’ta kaldığım bir yıl zarfında bilimsel çalışmalar yapmak yerine bir meslektaşımla birlikte zamanımızı Kıbrıs su ihtiyacı konusuna hasrettik. O dönemde Kıbrıs’taki çalışma grubumuzu ve bölüm başkanımızı gösteren bir resim Şekl-7’da verilmiştir.
 

Kuzey Kıbrıs’ın su kaynakları potansiyeli için bir çalışma yapmıştık. Kıbrıs’ta, Dr. İnş. Yük. Müh. Tülay Numan ile birlikte ve eşi Prof. Dr. İbrahim Numan ‘in teşviki ile Kıbrıs’ın su meselesi ile ilgili çalışmalara başladık O sıralarda, özellikle Kıbrıs kamuoyunda Kıbrıs’ta yeterince su olduğu ve fakat iyi işletilemediği şeklinde bir görüş yaygındı. Bunun için önce Kıbrıs’ın su potansiyelini, sonra su ihtiyacının yakın, orta ve uzun vadeli gelecek için incelemeye başladık. (Numan, Ağıralioğlu, 1995). Bu çalışmalar sırasında Kuzey Kıbrıs’ın toplam su kaynaklarının 2045 yılında 150 milyon metreküp olabileceği, su ihtiyacının ise bu değerin çok üstünde bulunduğu belirlenmiş ve Kıbrıs’ta önemli miktarda su açığı bulunduğu ortaya konmuştur.

Şekil-7 Doğu Akdeniz Üniversitesi (Eastern Mediterranian University, EMU) bahçesinde 1995 yılında çekilen bir resim. İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Emin Güçbilmez, ben, Dr. Tülay Numan ve Araş. Gör. Zehra Şener.

 

Daha ileri çalışmalar yapmak üzere o dönemde başbakan olan Hakkı Atun’dan bu konu ile ilgili bir görüşme talebinde bulunduk. Kendisi İTÜ mezunu olan Yüksek Mimar Mühendis Hakkı Atun Bey, Ben, Dr. Tülay Numan ve Prof. İbrahim Numan’dan meydana gelen heyeti Kabul etti ve fikrimizi büyük bir heyecanla karşıladı. Heyecanla ayağa kalkıp bizi tebrik etti. Bu iş için ne gerekli ise kendisinin yapabileceğini söyledi. Ve bizim çalışmamıza devam etmemizi istedi. O sırada, çelik bir dolaptan Şubat 1995 tarihli bir rapor çıkarıp bize verdi. Kıbrıs su temini hakkında yazılmış bu raporu bir İsrail firması hazırlamıştı (TAHAL, 1995) . Başbakan Hakkı Atun, Bize destek olması için Başbakan, müsteşarına telefonla haber verip bizim ona gitmemizi istedi. Biz de büyük bir heyecanla başbakanlık müsteşarına gittik. Fakat Heyhat, müsteşar bize hiçbir yardımda bulunamayacağını açık bir şekilde beyan etti. Oradan çıkınca, ne olursa olsun elden geldiğince çalışmalarımıza devam etmemiz gerektiğine karar verdik. Fakat ne yazık ki Kıbrıs devletinden bir destek almaktan mahrum kaldık Dr. Tülay Numan buna rağmen Kıbrıs’taki kuyuların su seviyeleri ile tuzluluklarını ölçtürerek bazı tezler hazırlattı. Ayrıca kendisi arkadaşları ile birlikte Kıbrıs’taki göletlerin doluluk seviyelerini ve işletme şartlarını inceleyerek bazı çalışmalar daha yaptı. (Numan ve diğerleri,1995). Ancak ben, Şubat 1996’da İTÜ’ye döndüm. Kıbrıs’ta kaldığım bir yıl boyunca ders hazırlama ve ders verme dışındaki mesaimi Kıbrıs suyu için harcadım. Kıbrıs suyu çalışmaları dışında bir akademik çalışma yapma fırsatı bulamadım.

 

9. TÜRKİYE’DEN KIBRIS’A SU İLETME PROJESİ

KKTC Su Temin Projesi, Türkiye-Mersin ili- Anamur ilçesinde yer alan Dragon Çayından alınan suyun adaya ulaştırılması için Türkiye tarafından gerçekleştirilen önemli bir çalışmadır (Şekil-8). Projenin 17 Ekim 2015 tarihinde resmi açılışı yapılmıştır. Bu projenin temeli 7 Mart 2011 tarihinde atılmıştır. Projede, KKTC’nin kullanılabilir yıllık su miktarı 117,5 milyon metre küp kabul edilmiştir. Yapılan çalışmalara göre KKTC’nin su ihtiyacı 190-197 milyon metreküptür.  Sahip olunan su potansiyeli ve su ihtiyacı arasında yaklaşık yılda 70-75 milyon metre küp su açığı bulunmaktadır. Bu proje ile saniyede 2,38 metre küp su taşınması planlanmıştır. Bu rakam yılda 75 milyon metreküp suya tekabül etmektedir (Ağıralioğlu, 2014).  

Şekil-8 Türkiye’den Kıbrıs’a su projesi

 

Denizin 250 metre altında 80 kilometre uzunluğunda inşa edilen boru hattı ile suyun taşınmasını hedefleyen bu proje,  2 baraj, 107 kilometre uzunluğunda boru hattı ve 2 adet terfi merkezinden oluşmuştur.  Hattın deniz kısmında 1600 milimetre çaplı HDPE kullanmıştır. Askıdaki borunun iki kıyı arasında yaklaşık 400-500 metre aralıklarla, halatlar kullanılarak sistem deniz tabanına bağlanmıştır.

 

Türkiye’den adaya aktarılan bu projenin suyu Kıbrıs’ın içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamaktadır. Fakat bu su ve Kıbrıs’ın mevcut su potansiyeli, uzun vadede KKTC’nin toplam kullanma ve sulama suyu ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli değillerdir.

 

10. SONUÇ

Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar aşağıda verilmiştir.

1. Kuzey Kıbrıs’ta 1973-2014 arasında ölçülen yıllık ortalama yağışların gidişinde bir trend (eğilim) olmadığı anlaşılmıştır. 1993-2014 yılları arasındaki yıllık ortalama yağışlar değerlendirilmiş ve yağış değerlerinin 179,8 milimetre ile 574,6 milimetre arasında değiştiği görülmüştür. Bu dönemin yıllık yağış ortalaması 377,9 milimetre bulunmuştur.

 

2. Son üç yüzyılda Kıbrıs adasında 1-7 yıl süren kurak ve sulak dönemler yaşanmıştır.

 

3. Osmanlı döneminde su ihtiyacını karşılamak için kurulan vakıflar vasıtası ile adada birçok suyolları, su kemerleri, çeşmeler ve hamamlar yapılmıştır. Bu çalışmalarla sağlanan su zamanla yetersiz kalmıştır.

 

4. Kıbrıs adasındaki su kıtlığını gidermek için 1950’li yılların ortalarından başlayarak en yakın olan Türkiye’den adaya su aktarılması düşünülmüştür.

 

5. Türkiye’den Kıbrıs’a su aktarmak için tankerle su taşınması, balonla su taşınması ve boru ile su aktarılması seçenekleri üzerinde belli zamanlarda projeler geliştirilmiş fakat bunların hiçbirisi gerçekleştirilmemiştir.

 

6.2015 yılında, KKTC Su Temini Projesi adı altında Türkiye’den Kıbrıs’a yılda 75 milyon metreküp aktarılması projesi gerçekleştirilmiştir.

 

7. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin sosyal ve ekonomik kalkınmasında önemli katkıları olan su projesi yanında, adanın deniz yolu ile dışa açılmasını güçlendirmek için Kıbrıs ile Antalya ve Mersin arasında deniz otobüsü bağlantılarının kurulması gerekir. Ayrıca Girne Balıkçı Barınağını yeterli olmadığı için Girne’ye modern bir liman gereklidir.

 

KAYNAKÇA

 Ağıralioğlu, Necati,  2016. Kıbrıs Su Projesi ve Bölgeye Etkileri, Kalyon Yayınları, 478 s., İstanbul.

Alasya, Halil, Fikret: Kıbrıs: İngiliz İşgali ve İdaresi, Osmanlı Dönemi, TDV, İslam Ansiklopedisi.

Çelik, Cemil, 2014. Osmanlı Yönetiminde Kıbrıs'ta Kıtlık ve Çözüm Yolları  (1869-1874)  , The Journal of MCRI,  CEDRUS II ,(Akdeniz Üniversitesi, Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Dergisi, p. 497-525.

Çiçek, Kemal, Kıbrıs: Osmanlı Dönemi, TDV, İslam Ansiklopedisi, ,

Demirkent, Işın, Kıbrıs: Tarih, TDV, İslam Ansiklopedisi.

Ergil, Mustafa, 2021. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin Hidro-İklimsel Değişimi, Birinci Ulusal İnşaat Mühendisliği Sempozyumu, Kıbrıs.

Fayda, Mustafa, 2015. Hulefa-yı Raşidin Devri – Dört Halife Dönemi, Özal Matbaası, İstanbul.

Gazioğlu, Ahmet C. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, TDV, İslam Ansiklopedisi.

KKTC Su Master Plan Raporu, 2003. Merkez Proje Limited Şirketi, Baget Mühendislik Müşavirlik,  Ticaret A.Ş. Hidro Dizayn Mühendislik Müşavirlik İnş. Turizm ve Ticaret Limited Şirketi, DSİ Genel Müdürlüğü, Etüd ve Plan Dairesi Başkanlığı, Ankara.

Korukçu, A.,  Yıldırım, O., Yazgan, S., Meteci, Ş. 2002. Drip Irrigation in Northern Cyprus: Modern and Traditional Techniqies, in the Estern Mediterranian, Ottowa, International Research Centre, p.73-78.

MTA (Maden Tetkik Arama), 1996. Türkiye’den KKTC’ye Su Getirme Komitesi Tarafından Yapılan Çalışmalar Hakkında Rapor, Ek-1 MTA, Ankara.

Numan, Tülay, and Ağıralioğlu, Necati, 1995. Kuzey Kıbrıs'ta Su Talebinin Uzun Süreli Tahmini İçin Çözüm ve Öneriler, İnşaat Mühendisliğinde Gelişmeler 3. Teknik Kongresi, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul, s. 287 –296.

Numan, Tülay, Şener, Zehra ve Erdil, D.G. 1995. Kuzey Kıbrıs’taki Gölet Projelerinin Daha Verimli Hale getirilmesi Amacına Yönelik Ön Çalışmalar, İnşaat Mühendisliğinde Gelişmeler II. Teknik Bildiriler Kitabı, s.277-286, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul.

Ömerbeyoğlu, O. 1993. Türkiye’den Kıbrıs’a Tankerle Su Nakli Hakkında Rapor, DSİ, Ankara.

TAHAL, 1995.  Master Plan for Development and Management of the Water Sector in the Turkish Republic of Norhern Cyprus, Technical Porposal, TAHAL Group International B.V. p.17.

Tarımcıoğlu, Tevfik, 1992, Doğu Akdeniz Üniversitesi, Su Özel Komisyonu Raporu, Gazimağusa.

Türkman, Ferhat ve Elkıran, Gözen, 2010. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Su Kaynakları ve Planlaması, TMMOB İMO 2. Su Politikaları Kongresi Bildiriler Kitabı, S. 425-432, İMO/Ankara.

UNESCO, The United Nations World Water Development. 2003. Report, Hydrogeology Center, University Neuchâtel.


YORUMLAR

Yorum Yaz
Bu makaleye daha önce yorum yapan olmadı.
Şimdi ilk yorumu sen yaz.!

GÜNÜN UYARILARI

Tümü
  • Yayalara Mutlaka Öncelik Tanıyın : Karayolları trafik kanunumuzun 74. Maddesinde sürücülere önemli bir yükümlülük yükleniyor. Deniliyor ki sürücüler herhangi bir görevli ya da trafik işaretinin olmadığı yerlerdeki yaya geçitlerinde ve okul geçitlerinde durmak, geçiş hazırlığında olan yayanın geçmesine müsaade etmek zorundadırlar.
    1 Yil, 7 Ay önce
  • 1 Yil, 7 Ay önce
  • Covid-19 aşılarınızı ve hatırlatma aşılarınızı Sağlık Bakanlığının ve Bilim Kurulunun önerileri doğrultusunda mutlaka yaptırınız.
    1 Yil, 7 Ay önce
EURO
34.5334
DOLAR
32.1770
ARŞİV

°C
GAZETE MANŞETLERİ
KARİKATÜR KÖŞESİ
ANKETLER
Trabzonsporun Bu Yıl ki Durumunu Nasıl Buluyorsunuz?
Bu ankete toplam 5 kişi katıldı.